Geloyun.Sohbet

8 Mayıs 2013 Çarşamba


                          Sesli Sohbet
              
Sesli sohbet

Sesli sohbet


                    

                          Sesli Sohbet
Sesli sohbet

Sesli sohbet


                      

                          Sesli sohbet
Sesli sohbet
Sesli sohbet


Sesli:

Günlerce ne gördüm ne de kimseye sordum,
'Yarab! hele kalp ağrılarım durdu!' diyordum.
His var mı bu alemde nekahat gibi tatlı
Gönlüm bu sevincin heyecanıyla kanatlı
..........
..........

                       

SES DUVARI 


Hep o tren sesleri, vapur düdükleri
Başımın içinde hep o çıngırak
Bir adam yürür geceleri alnımda
Kocaman elleriyle davul çalarak

Dört nala bir atın sağrısındayım ben
Yüzümde nal izleri korkunç ve derin
Cankurtaranlar geçiyor uzaktan
Keskin çığlığı içimde sirenlerin

Ya bu sesler ne? Hiç durmayan, çelik
Bir bıçakla demirlerin pasını kazıyan kim
Hangi kampana çalıyor böyle düzensiz
Gök gürültüsü mü nedir işittiklerim



SES 

Çeneni avuçlarının içine alıp,
duvara dalıp
kalma! .
Çeneni avuçlarının içine alma! .
Kalk!
Pencereye gel!
Bak!
Dışarda gece bir cenup denizi gibi güzel,
çarpıyor pencerene dalgaları..
Gel!
Dinle havaları:
havalar seslerin yoludur,
havalar seslerle doludur:
toprağın, suyun, yıldızların
ve bizim seslerimizle...
Pencereye gel!
Havaları dinle bir:
Sesimiz yanındadır,


Koku Ve Ses

Hayatımız boyunca duyduğunuz bütün sesler arasında en az tanıdığımız, dahadoğrusu hiç tanımadığımız tek ses, kendi sesimizdir. Başka sesler bize
birçok şeyi hatırlattığı halde kendi sesimiz bize hiçbir şey hatırlatmaz.
Sesimiz, hafızamızda tek bir ışık bile yakmaz. Kendi sesimiz bize
yabancıdır. Kendi kokumuzu da alamayız. Kokumuz da yabancıdır bize.
Bu kadar yakın olup da sesine ve kokusuna yabancı olduğumuz tek insan
kendimiziz. Belki de bu yüzden kendimizi tanımayız. Belki de bu yüzden bir
başka insanın sesine ve kokusuna bu kadar çok ihtiyaç duyuyoruz. Belki de
bu yüzden aşık oluyoruz. Belki de, bir başkasının sesini ve kokusunu kendi
sesimizin ve kokumuzun yerine koymaya, bir başkasının sesini ve kokusunu
bir parçamız gibi hissetmeye aşk diyoruz. Belki de, sevdiğimiz insanın
sesine doğru akıp gitmemiz, aslında kendimize doğru yaptığımız bir
yolculuk.
Kendi sesimize ve kokumuza hafızamızda yer yok. Biz kendimize yabancıyız.
O yüzden başkalarının sesiyle sevinip, başkalarının sesiyle acı duyuyoruz.
Aşkı aramak, hep kendi sesimizi, kendi kokumuzu aramak belki.
bizi dolaştıracak bir kılavuzu bulmaya çalışmak.
Terkedildiğimizde
duyduğumuz acı, bir parçamızı kaybetmekten. Terkettiğimizde ardımızda
bıraktığımız keder, terkettiğimiz insanın sesini ve kokusunu kendimizle
birlikte götürerek geride bıraktığımız boşluktan.
Aşkı yaşarken bunu hiç bitmeyeceğini sanmamız, bize bağışlanan büyük
yanılgı sonucu, aşık olduğumuz insanın sesini ve kokusunu kendi parçamız
sanmamızdan.
Sesler ve kokular olmasa geçmişimiz olmazdı. Sesler ve kokular olmasa
aşklar olmazdı. Sesler ve kokular olmasa acılar ve sevinçler olmazdı.
Aşk kendimizin sandığımız bir sesin ve kokunun aslında bize ait
olmadığını, bir başkasının sesi ve kokusu olduğunu anladığımız zaman
.
Yanıldığımız sürece aşığız biz.
Seslerini kokularını istediklerimizin, vücutlarını da isteyeceğiz. Seni
seviyorum dediğimizde, sen benim sesim ve kokumsun demek isteyeceğiz.
Kendi hafızamızda başkalarının sesleri ve kokularını kılavuz yapıp
dolaşabileceğiz ancak. Kendi geçmişimize ancak başkalarıyla
ulaşabileceğiz.
Aşk tanrısı, dünyayı yanılın emriyle yaratacak. Hep yanılacağız. Hep
yanılıp yanıldığımız için hep acı çekeceğiz. Ama sevinçlerimizi de bu
yanılgıya borçlu olacağız. Anıldığımız sürece seveceğiz. Sonra
yanıldığımızı anlayacağız. Ve gidip yeniden yanılacağız


SES 

Uyandım ki ses içinde kalmışım
Yüzüm gözüm ağzım burnum ellerim
Aralanan deniz kapısının sesi bu
Silkelenen güneş tavuğunun sesi
Diş rengindeki halatın gıcırdayan sesi
Ağaç biçimindeki ses borusunun,
Yarınki buğdayın, devinen kemiğin,
Tarihsel bileğin, direncin sesi bu
Oynaşan arabanın, kucaklaşan atların.
Baktım güneşte soğumuş karanfil gibi mavi
Bir yapı işçisinin kulağındaki kalem gibi güzel

Ses:

Ünledin
Gelmedi kimseler
Kalabalık olurum sandın

Usanırsan beklemeyi
Gizle bile kendini
Meş'um sorulardan
Kimselerin bilmediği

Bilmediği güzergâhtan
Gâh seni gâh onu
Yanıltıp secdalardan

Çınlasa da iyidir ses
Sese değdiğinde
Her kimse ünleyen
Dön bir bakistersen

Bak erikler çiçeğe
Yangın yalaza
Yolcu yollara tırmanıyor

Dağ tırmanıyor buluta
Sisli sesler Çizerek
Ve dönüp bakmadan
Yeryüzüne

Yer gök arasında bir yerde
Yazılır mı söylenir mi
Aklınla tırnakladığın tarih

Aklının çatısı uçuyor
Yağmur başladığında
Ama iyidir ses

Yağmurun da olsa
Fırtınanın da





0 yorum:

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar